Beyoğlu


Haber bülteni üyeliği



Ziyaret Bilgileri

[ Per, 25 Nis 2024 ]
Toplam 2 ziyaret
2 benzersiz ziyaretçi

beyoglu » Beyoğlu'ndaki önemli yapı ve yerler

Ağa Camii

İstiklal Caddesi'nde yer alan cami, 1597 yılında İsmail Ağa tarafından yaptırılır. Caminin duvar yazıları, Hattat İbrahim Altınbeşer'e ait. Çinileri yakın zamanlardaki onarımlarda değiştirilmiş. İç avluları yeşil-mavi Kütahya çinileriyle süslü..

 

Arap Camii

Galata'da koloni kuran Cenevizliler tarafından 13. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bir Latin kilisesidir. Katedralin adı Aziz Dominik idi. İstanbul'un fethinden sonra camiye çevrilmişti. 1900'lerde onarılırken bulunan Katolik mezar taşları İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Araplar tarafından inşa edildiği yönünde yanış bir kanı vardır. İspanya'dan gelen Endülüslü Arap cemaatin buraya yerleştirilmiş olmasından ötürü Arap Camii olarak adlandırıldığı sanılmaktadır. Dikdörtgen planlı ve ahşap tavanlı olan yapı, Haliç'in Galata yakasındaki en büyük camidir. Galata'da, Tersane Caddesi, Galata Mahkemesi Sokağı'nda bulunuyor.

 

Atatürk Kültür Merkezi 

1946 yılında dönemin İstanbul valisi Lütfü Kırdar tarafından temeli atılan bina, açılışından 585 gün sonra yanmış. Bugün gördüğümüz bina ise 6 Ekim 1978tarihinde halka açılmış.

 

Cihangir

Taksim Sıraselviler Caddesi'nin bitiminde bulunan bu semt adını bir Osmanlı Sultanı'nın genç yaşta ölen şehzadesinden alıyor. Oğlunun anısına Topkapı Sarayı'nın tam karşısındaki tepelere bir cami yaptıran bu padişah yıllar sonra kedileri, kafeleri ve sıcakkanlı mukimleri ve esnafı ile nam salacak bu şirin semte bilmeden adını veriyor.

 

Cumhuriyet Anıtı

Taksim Meydanı'nda yer alan anıt, renkli porfirden yapılmıştır. Alan düzenlemesi ve kaidesi Mimar Moniceri'nin eseri, Anıt ise, İtalyan Heykeltraşı Pietro Canonica'nın çalışmasıdır. 8 Ağustos 1928'de açıldı.

 

Çiçek Pasajı

Beyoğlu'nun, hatta İstanbul'un mutlaka uğranılması gereken mekanlarından. Yanyana dizilmiş lokanta, barlarıyla turistlerin olduğu kadar bizzat İstanbullular'ın da ilgisini esirgemediği bir yer Çiçek Pasajı. Yemek yerken sokak çalgıcılarını veya yan restorandaki fasıl heyetini dinleme şansına sahipsiniz.Zengin dekoru, geçmişe götüren havasıyla görülmeyi hakediyor...

 

Galata Kulesi

Galata surlarının kulesi olarak, 1348'de Cenevizliler tarafından yaptırılır. 1509 depreminde surları yıkılan kulenin sadece kendisi kalmış. Osmanlı devrinde çeşitli amaçlarla kullanılan kule, 16. yüzyılda Kasımpaşa Tersanesi'nde çalışan tutsakların zindanıymış, 18. yüzyılda da yangın gözetleme yeri. 1794'teki yangında tümüyle yanan kule daha sonra dört yana çıkıntılı pencereli bir kat yapılıp üzeri de külahla örtülür. 61 metre yüksekliğinde olan kule, bodrumuyla birlikte 12 katlı. Cenevizliler döneminde kulenin tepesinde bir haç vardı. Günümüzde ise, 6.75 m. yüksekliğinde bir alem duruyor. 1964'ten sonra onarılarak turistik bir yer haline getirildi.

 

Galatasaray Hamamı

Restore edilmiş bu tarihi hamam, 1481´den bu yana bugün bulunduğu yerde.

 

Serpuş Han

Avlusu olmayan hanın, bir Bizans yapısının temelleri üzerine 18. yüzyılda yapıldığı sanılıyor. Taş ve tuğla örgü düzeni, sivri kemerli pencereleri dönemin Osmanlı mimarisini gösterir.

 

Taksim

Taksim semti ve meydanı adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim edildiği" -yani dağıtıldığı- merkez olmasından ötürü almış. Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan haline getirilip genişletildikten sonra zamanla bugünkü görünümünü almış. Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor, bir de "buluşma yeri" işlevini üstleniyor. Taksim Meydanı'na İstanbul'un gece (veya gündüz) hayatının en işlek eğlence mekânlarını barındıran Beyoğlu'nun bir nevi giriş kapısı da denebilir. Veya İstanbul'un "boy aynası"...

 

Tünel

Beyoğlu'nu Galata'ya bağlayan yeraltı tren yolunun bir kapısı Karaköy'de, diğeri Tünel semtinde. 17 Ocak 1875 tarihinde açılan Tünel, İngiliz ve Fransız ortak yapımıdır. Ve zamanın parasıyla 150 bin liraya malolur. Karaköy ile Şişhane arasında bir tünel işletmeyi ilk düşünen ise Gavan adındaki Fransız mühendisidir. Gavan'ın aklına bu parlak fikir, turist olarak geldiği İstanbul'da Yüksekkaldırım'ı nefes nefese çıkarken gelir. Saray'a duyurduğu fikir büyük ilgi görünce 1871'de inşaata başlanır ve 1874'de de tamamlanır.

İlk tünel seferi kuzular ve koyunlar içindir, kaza ihtimaline karşın. İlk vagonları açık olan ve oturacak yer olmayan tünel, elektrik olmadığı için kandillerle aydınlatılır. Önceleri İstanbullulardan pek ilgi görmeyen tünel, aylar sonra insanların bu yeniliğe alışmasıyla vazgeçilmez olur.


Yorumlar (1)
bu şeyler ve herkezi bilgilendiniz için teşekürler
su tarafından | Per, 14 Nis 2011 19:38:34 tarihinde yazıldı.





Editör Bilgileri

Editör


Editöre Ulaşın

En Son Güncellenenler

ikinci-jeanpaul
freebsd
apiterapi
aramamotorlari
uyku
kazimkoyuncu
peyzaj

Uzerine.com Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa | Gizlilik Sözleşmesi | Üye Girişi